Likidite enjeksiyonu, kredi kuruluşlarına özenle borç veren bir kuruluştan (genellikle bir merkez bankası) oluşur.
Bankalar genellikle kendi işleri için bankalararası piyasaya giderek para elde ediyorlardı ancak son dönemde yaşanan kredi sorunları ve belirsizlikler ile bu piyasaya erişim zorlaştı.
Güvensizlik, bankaların birbirlerine borç vermemesine neden oldu, bu nedenle merkez bankaları bu fon eksikliğini telafi ediyor.
Likidite enjeksiyonları ve merkez bankaları
Bankalararası piyasada para bulma sorunları göz önüne alındığında, kredi kuruluşları merkez bankalarından önemli miktarda para almıştır. Her şey, her bir borç verenin merkez bankalarıyla yaptığı toplantıyla başlar. Bu toplantıda bankanın finansman ihtiyaçları incelenecektir. Kredi için belirli bir miktar veya faiz oranı belirlenecektir.
Unutulmamalıdır ki, para otoritelerinin bankalara ödünç verdiği paralar dağıtılmaz, kabul edilebilir bir faizle iade edilmelidir.
Taleplerin ardından merkez bankası bir müzayede düzenleyerek ne kadar para ödünç vereceğini, bunu hangi fiyattan yapacağını ve hangi vade için vereceğini belirler.
Likidite enjeksiyonlarının amacı
Para enjeksiyonları veya likidite enjeksiyonları ile amaç bankanın ödeme gücünü artırmaktır. Bankalar likidite enjeksiyonları aldıklarında, herhangi bir kısa vadeli borçla başa çıkmak için rezervlerine dahil ederler.
Bankalara para enjeksiyonunun bir diğer amacı da, finansal kuruluşlardaki likidite sorunlarından kaynaklanabilecek faiz artışlarının önüne geçmektir.
Öte yandan likidite enjeksiyonları, bankaların likidite sorunlarının reel ekonomiye yani vatandaşların cebine yansımasını önlemeye yöneliktir.
Bir de likidite enjeksiyonlarının faydasını savunanlar var, bunların özel bankaların ödünç alınan parayı dolaşıma sokmasına, krediyi yeniden etkinleştirmesine ve ekonomiyi işletmesine hizmet ettiğini öne sürüyorlar.