Kapalı bir ekonomi, diğer ülkelerle herhangi bir değişim gerçekleştirmeyen bir ekonomidir. Başka bir deyişle, dünyanın geri kalanıyla etkileşime girmeyen ve sadece kendi ürettiğini kendi içinde tüketen bir ekonomidir.
Kapalı bir ekonomide ne ithalat ne de ihracat gerçekleşir. Tüketilen her şey içeride üretilmelidir. Faaliyetlerini ülke dışındaki diğer şirketlerle koordine edemedikleri için yabancı yatırım veya uluslararası şirket de bulunmamaktadır.
Kapalı ekonominin etkileri
Kapalı bir ekonomide dış akışlar sıfırdır, bu nedenle aşağıdaki kimlikler yerine getirilir:
- Gayri safi yurtiçi hasıla = Özel tüketim + Yurtiçi yatırım + Kamu harcamaları
- Ulusal yatırım = Ulusal tasarruf = Özel tasarruf + Bütçe fazlası
İlk kimlik bize hem özel ajanlar hem de hükümet tarafından tüketilenlerin, yatırıma ayrılan kaynaklarla birlikte iç üretimden geldiğini söyler.
İkinci kimlik ise yatırımın mutlaka iç kaynaklarla (özel ve/veya kamu) finanse edilmesi gerektiğini söyler.
Kapalı ekonominin avantajları ve dezavantajları
Bu modelin çok az avantajı vardır, yalnızca iç üreticiler, kültürel kimlik ve miras için yapay koruma vardır.
Kendi adına, dezavantajları şunlardır:
- Ürün veya hizmetlerin az çeşitliliği ve bulunabilirliği: Sakinler, yalnızca ülke içinde üretilen ürün ve hizmetleri tüketmeye boyun eğmelidir. Dünyada var olan ve yerel teklifi mükemmel bir şekilde tamamlayabilecek veya geliştirebilecek çok çeşitli uluslararası üretime erişim yoktur.
- Küçük rekabet baskısı: Dış şirketlerden rekabet olmadığında, yerli üreticiler verimsizleşebilir, hakim durumlarını kötüye kullanabilir ve tüketiciye zarar veren tekeller yaratabilir.
- Yatırım sınırlaması: Dış kaynaklara ulaşılamaması nedeniyle yatırım sınırlıdır, bu da büyüme kapasitesini azaltır.
- Yeni teknolojilere ve fikirlere düşük erişim: Yurt dışı ile değiş tokuş yapılmayarak daha iyi teknolojilere ve ülkenin büyümesini teşvik eden yeni fikirlere ulaşma fırsatı kaybedilir.