Fisher ayırma teoremi

İçindekiler:

Anonim

Fisher'in ayırma teoremi, yirminci yüzyılın ortalarında ekonomist ve matematikçi Irving Fisher tarafından formüle edilen ve serveti ve dolayısıyla bir bireyin veya şirketin tüketim olanaklarını en üst düzeye çıkaran optimal yatırımlar ile karşı karşıya kalırken nesnel kriterlerin varlığını belirleyen bir teoridir.

Bireylerin veya şirketlerin yatırımcı olarak girme veya bir finansman yöntemi arama olanağına sahip olduğu sermaye piyasasındaki yatırım alanına odaklanır. Fisher'in bu alanda ayrıştırma teoremi üzerinden önerdiği çalışmalar, günümüz finans anlayışının temellerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Fisher ayırma teoreminin özellikleri

Fisher'in bir girişimcinin "maliyetlerin getiri oranını" maksimize etmeye çalıştığı anlayışının bir parçası. Bu nedenle amaç, yatırımınızın en yüksek bugünkü değerini elde etmektir. Bu teoreme göre, sermaye piyasaları mükemmel olduğunda, yatırımcıların kararları yalnızca bekledikleri getiriye ve faiz oranına bağlıdır. Onları evlat edinen kişinin kişisel koşullarının buna hiçbir etkisi yoktur. Yatırım kararlarını bir banka kredisiyle finanse edebiliyorsa, tüketime yönelik zaman tercihlerinin yatırım kararlarına müdahale etmesine gerek yoktur.

Geçen yüzyılın bu teorisi, tüketici kararları ile finansman kararları arasında açık bir ayrım olduğunu göstermektedir, çünkü sermayesi olan bireyler veya şirketler, belirli bir projeyi üstlenmek için yeterli sermaye düzeyine sahip olmayan diğerlerini bununla finanse edebilir. Bu ilişki sayesinde her iki taraf da belirli bir düzeyde ekonomik faydaya erişme olanağına sahiptir.

Fisher, ayırma teoremi aracılığıyla, ekonomik ajanlar tarafından yapılan yatırım veya tüketim kararları arasında söz konusu bağımsızlığı kurar. Bu anlamda, bireylerin daha sonra mevcut veya gelecekteki daha büyük tüketim olanaklarına erişebilme fikriyle fayda veya ekonomik refah düzeylerini en üst düzeye çıkarmaya çalıştıkları tespit edilmiştir.

Kavramsal olarak, teorem, mükemmel veya rekabetçi finansal piyasaların varlığı dikkate alındığında, yatırım kararlarının tamamen nesnel kriterlere göre alındığını belirtir. Yatırım için argümanlardan biri, örneğin belirli bir projenin NPV'si (net bugünkü değer) veya piyasalardaki faiz oranları gibi karlılık göstergeleri olabilir.

Aynı zamanda Fisher, öznel tercihlerin tüketim kararlarıyla ilgili olduğunu belirtir. Yani Fisher teorem içinde birinci yatırım ve ikinci tüketim olmak üzere iki adım kurar.

Fisher ayırma teoremi uygulaması

Optimal yatırım kararı, son yatırımın marjinal getirisi piyasa faiz oranına eşit olana kadar bir kişinin yatırım yapmasına neden olur. Tüketime gelince, bu, marjinal ikame oranı söz konusu faize eşit olana kadar borç verir veya borçlanır.

Ayırma teoreminin gerçekte uygulanması, şirketlerin karlarını ve dolayısıyla hissedarlarının zenginliğini, yatırımları daha yüksek NPV sonuçları olan daha çekici projelere odaklayarak maksimize etmelerine yardımcı olan nesnel bir kriter olduğunu varsayar.

Bunun nedeni, bu kritere uyulmadan hareket edilirse ve örneğin negatif ve pozitif olmayan NPV'li projeler seçilirse, elde edilen faydaların yanı sıra karlılık da daha düşük olacaktır. Başka bir deyişle, mevcut ve gelecekteki tüketim olanaklarının önceki seviyelerine erişmek daha zor olacaktır.