Ademi merkeziyetçilik - Nedir, tanımı ve konsepti

İçindekiler:

Ademi merkeziyetçilik - Nedir, tanımı ve konsepti
Ademi merkeziyetçilik - Nedir, tanımı ve konsepti
Anonim

Ademi merkeziyetçilik, bir organizasyon, şirket veya devlet içindeki yetkilerin parçalanmasına veya atomizasyonuna dayanan ekonomik bir kavramdır. Bu, karar vermenin ve kaynakların farklı hiyerarşiler veya bölgelerde dağıldığını varsayar.

Mezhep ademi merkeziyetçiliği, çeşitli nedenlerle bir toplumda veya bir ülkede güç yoğunluğunun bölünmesi ihtiyacını ifade eder. Bu nedenler arasında büyüklüğü, ekonomik faaliyetlerin miktarı, sahip olduğu kaynaklar, hatta düşük düzeyde devlet müdahalesi gibi sebepler bulunmaktadır.

Başka bir deyişle, yetki yoğunlaşmasının veya ekonomik karar verme kapasitesinin daha düşük olduğu anlamına gelir. Aynı zamanda, ekonomik politikaların çeşitli uygulayıcıları arasında sorumluluğun paylaşılması anlamına gelir.

Kavramsal olarak, hem mikroekonomik hem de makroekonomik düzeyde merkezileşme olgusunun tersidir.

Mikroekonomik düzeyde yerelleşme

Genellikle ticari şirketler düzeyinde ademi merkeziyetçiliğin ortaya çıkmasının, yetki ve kurumsal karar alma sürecini çeşitli hiyerarşik noktalar arasında dağıtma ihtiyacına yanıt verdiği tespit edilmiştir.

Bu çoğu durumda büyük şirketlerde veya aynı anda ve hatta çok uluslu yaşamla farklı ve farklı pazarları kapsayan şirketlerde olur. Bu şekilde işleyişini kontrol etmek ve kar yaratmak daha kolaydır. Çünkü bu şekilde, organizasyonun her bir dalının özel ihtiyaçları bilinmektedir.

Ademi merkeziyetçilik, iş uzmanlığı ile el ele gelebilir. Hatta organizasyon şemanızın farklı noktalarının özel ihtiyaçlarına da katılarak tercih edebilirsiniz. Bu, farklı idari alanlar (hukuk, vergi, emek …) ve her konuya daha fazla odaklanan farklı karar vericiler olduğu için gerçekleşir.

Makroekonomik düzeyde yerelleşme

Merkezi olmayan ülkelerde gücün, üretim faktörlerinin, altyapıların veya ekonomik kaynakların dağılımı, siyasi ve ekonomik alanda yetki kullanmaktan sorumlu olan bölgesel veya bölgesel yönetimlerin bir dağıtım haritasının varlığını varsayar.

Böylece, özerkliğe ve hatta serbest piyasanın sonuçlarına daha fazla odaklanan bir otorite olduğu için, merkezi devletin toplumun günlük yaşamındaki ağırlığı azalır. Bu, fiyat seviyelerinde daha fazla oynaklık, daha az genel kısıtlama ve her bölgenin özel ihtiyaçlarına daha fazla dikkat açısından daha geniş bir özgürlük kapsamı anlamına gelir.