Marksizm'e göre sınıf bilinci, bireylerin belirli bir sosyal sınıfa ait olduklarının farkında oldukları ve çıkarlarını savunmak için sosyal olarak buna göre hareket edebilecekleri bir unsurdur.
Sınıf bilinci, bireye, proleter bireye kendilerini proleter bir işçi sınıfı içinde örgütleme ve kapitalist burjuva sınıfının maruz kaldığı sömürüyle mücadele etme aracı veren Marksist ekonomi ve toplum incelemesinin bir postulasıdır.
Bu komünist ve Marksist varsayıma göre sınıf bilinci bireyin yabancılaşmasını engeller. Çünkü ezilen bir işçi olarak durumunu anlayabilir ve kendini ortaya koyarak buna göre hareket edebilir.
Bu şekilde, bu sınıf bilinci sayesinde herhangi bir kişi, kendisini belirli bir sosyoekonomik hiyerarşinin parçası olarak tanıma olanağına sahiptir. Marksizme göre bu iki şekilde olur:
- Devletin üretim araçlarına sahip olan burjuva ve kapitalist sınıfın bir üyesisiniz.
- Ya işçi sınıfının bir parçasısınız ya da proletaryanın.
Sınıf bilincinin açtığı olanaklar
Burjuvazi ile proletarya arasında uzlaşmaz ve zıt bir ilişki olduğunu anlamak, sınıf bilincini ortaya çıkaracak temel düşüncedir. Tam tersine ve daha önce belirtildiği gibi, burjuva ve proleter sınıflar arasındaki bu ayrımı günlük olarak kurmak mümkün olmasaydı, toplumda bir yabancılaşma olurdu.
Bu şekilde, işçi sınıfı, Karl Marx'ın temellerine göre, kendisini olduğu gibi tanımak ve sınıf mücadelesine ve nihai sonuç olarak proletarya diktatörlüğüne yönelmek yükümlülüğüne sahiptir.
Bu anlamda, sınıf bilincinin proletarya açısından sonraki işçi devriminin temeli olduğu tanımlanabilir. Bu böyledir, çünkü bunu yapmanın ilk adımı, yabancılaşmadan kaçınmak ve kapitalist sistem tarafından ezilen bir sınıf olarak kendini tanıma ya da iddia etme elde etmektir.