İktisatta ihraç, belirli bir menkul kıymeti veya unvanı bir ekonomik ajan tarafından dolaşıma sokma eylemini ifade eder. Hem şirketler hem de ülkeler düzeyinde, bir bedel elde etmek için ihraç edilecek çok sayıda menkul kıymet vardır.
İhraç tanımı dikkate alındığında daha geniş bir çerçevede ülkelerin para veya kamu borcu ihraç ettiği belirtilebilir. Bu arada, şirketler hisse senedi veya çek veya senet gibi diğer belgeleri ihraç etme kabiliyetine sahiptir.
İhraç kavramı, para politikası alanında, ekonomik-finansal alanda ve daha sık olarak borsada yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu anlamda, mikroekonomik ve makroekonomik düzeylerde ihraç arasında ayrım yapmak uygundur. Mikroekonomik düzeyde, konu şirketlere ve kuruluşlara odaklanmaktadır. Kendi adına, makroekonomik bakış açısından, ekonomik spektrumda ülkelerin veya ulusların rolüne yöneliktir.
Her iki tasnifte de, meselede izlenen amacın bir kanaat elde etmek olduğu özetlenebilir. Başka bir deyişle, bir değişim sistemi veya piyasadan oluşan ekonomik kaynakları elde etmek için bir mekanizmadır.
Ekonomik ajanlar tarafından menkul kıymet ihracı
Mali konularda, her türden ticari şirket, finansman aracı veya spekülasyon aracı olarak çok çeşitli unvanlar veya belgeler yayınlama yeteneğine sahiptir.
Günlük özel ekonomide en yaygın ihraç türü, şirketler tarafından hisse ihracıdır. Böylece borsada alım satımı mümkündür.
Ayrıca takaslar, vadeli işlemler, döviz bonoları vb. gibi birçok mevcut finansal araç da vardır. Hepsinin farklı resmi kurumlar tarafından denetlenen düzenleyici bir çerçeve içinde yayınlanması muhtemeldir.
Genellikle her ihraçta bir ihraç primi veya bir varlığın dolaşıma sokulmasıyla ilgili maliyet olması muhtemeldir.
Ulusal bakış açısıyla ihraç
Dünyanın dört bir yanındaki farklı ülkeler, ekonomik birlikler veya merkez bankaları, karşılık gelen para politikalarını kontrol etmenin bir yolu olarak para basma yeteneğine sahiptir.
Aynı zamanda kamu borcu, hazine bonosu veya devlet tahvili ihracı için finansman aracına sahiptirler. Hepsi, kendi topraklarında zenginlik ve refahın yaratılmasını kontrol etmek için devletlere hizmet ediyor. Aynı şekilde, bunların en verimli dağıtımını veya tahsisini yönetmek için kullanılırlar.