Usule ilişkin eylem, bir çatışmayı kovuşturma aracıdır. Bu anlamda yargı süreçlerini başlatan davaların temelidir.
Bir gerçek veya tüzel kişi, bir uyuşmazlığın hâkimden çözülmesini istediğinde, yargı sürecini başlatmalı ve bunun için dava açmalıdır. Bu talep neyi içeriyor? İddia, usuli bir işlem içeriyor. Bu eylem, mahkemelere erişimi güvence altına alan temel bir haktır.
İddiaya bağlı olarak, açılan usuli işlem bu olacaktır. Örneğin, bir kişi (A) başka bir (B) kişi ile bir bedel karşılığında bir hizmet sözleşmesi yapar.
(B) sözleşmenin kendisine düşen kısmını yapar ve hizmeti sunar, ancak (A) üzerine düşeni yapmaz ve bedelini ödemez. Bu noktada, birkaç mahkeme dışı talepten sonra, (B), anlaşmazlığı bir hakimin önüne çıkarmaya karar verir ve (A) üzerinde anlaşılan bedeli ödemeye zorlar. Bu noktada dava açmalısınız ve o davada bir dava bulunmalıdır. Bu dava miktar iddiası olacak ve yasal bir hükme dayanacaktır.
Prosedürel eylemin özellikleri
Prosedürel eylemleri tanımlayan ana özellikler aşağıda gösterilmiştir:
- İşlevi prosedürel dürtüdür. Yani yargı sürecini başlatır.
- Bir davanın açılabilmesi için sübjektif bir koruma hakkının olması gerekir.
- Yargı sürecini başlatan tüm işlemler usule ilişkindir.
- Yargı faaliyetini başlatmayan eylemler yargı dışı eylemlerdir.
- Eylem, başka hiçbir şeyi tartışamadan yargılamanın amacını belirler.
- Davacının başlattığı davaya davalı, istisnalar sunabilir veya itiraz edebilir.
- Ceza davaları dışında, usul davasını açan kişi, öznel hakkı zarar gören gerçek veya tüzel kişi olmalıdır.
- Sadece bir dava açılmasına gerek yoktur, belirli şartlar yerine getirilerek alacaklar biriktirilebilir.
- Hem tüzel hem de gerçek kişiler davanın sahibi olabilir.
- Yargı süreci başladığında ve bu dava açıldığında, hâkimlerin asıl davayı dikkate almadığı davalar için asıl davanın tali davaları öngörülebilir.
Prosedürel eylem türleri
Ardından, ana prosedürel eylem türlerini göstereceğiz:
- Sivil eylem: Bu tür yargısal talepler arasında, örneğin bir miktar talebi veya boşanma gibi medeni kanunlarda yer alan hakları koruyanlar vardır. Bu eylemlerin içinde mahkumiyet, beyan vb. eylemler yer almaktadır.
- Suç eylemi: Bu durumda, prosedürün başlatılması, zarara uğrayan kişi tarafından haklı olmak zorunda değildir, ancak adli görevliler tarafından başlatılacaktır. Ceza kanunlarında yer alan haklara dayanmaktadır.
- Çekişmeli-idari eylemler: Bu iddia, kamu idareleri açısından bir hakkın zedelenmesine dayandırılacaktır.
- İşçi eylemi: İşçi hakları çerçevesinde yeri olacaktır. Örneğin, haksız işten çıkarma davası.
- Ticari işlem: Bunlar, iş trafiğinde ortaya çıkan çatışmalara yönelik olacaktır. Örneğin, iflasın başlatılması için bir dava.
Yargı yetkisine göre eylemler arasındaki farkın ötesinde, kişisel ve gerçek eylemler arasında ayrım yapmak gerekir:
- Kişisel eylem: Bu iddia, belirli bir kişi tarafından başka bir belirli kişiye karşı başlatılır. Yukarıdaki örnek, bu eylemi anlamak için mükemmeldir. Bu eylem, iki kişi arasında var olan yükümlülükten doğar.
- Gerçek eylem: Bu durumda iddia belirli bir kişi tarafından başlatılır, ancak bir başkasına karşı değil, bu kişinin bir nesneyle olan ilişkisinde mantıklıdır. Bu eylem, kişi ile şey arasında var olan yükümlülükten doğar. Örneğin, sahiplik eylemi.