Küçük bankalar için kriz karşıtı yastıklamada esneklik

İçindekiler:

Anonim

Son birkaç yılda, birçok durumda devletler başarısız bankaları kamu parasıyla kurtarmak zorunda kaldı. Bir bankayı temizleme maliyetinin vergi mükelleflerine düşmesini önlemek için, Avrupa Komisyonu üç yıl önce bir Avrupa Direktifini onayladı, buna göre iflas durumunda hissedarlar zarara uğrayacak.

Avrupa kurumları tarafından hazırlanan düzenlemeler, kendi kaynaklarına yetecek bir kriz karşıtı yastık (MREL olarak da adlandırılır) olan bankaların iflasla karşı karşıya kalmasını amaçlıyor. Bununla birlikte, büyük miktarlarda öz sermaye gereksinimi, daha küçük finansal kurumlar için bir baş ağrısı olmuştur. Pek çoğu, Avrupa kurumlarından kendilerinden gerekli olan büyük miktardaki kendi kaynaklarını bulma zorluğu göz önüne alındığında, hayatta kalmaktan korktu.

Daha küçük bankalarla esneklik

Daha küçük kuruluşların yaşayabilirliğini sağlamak için Avrupalı ​​denetçiler yeni seçenekler düşünüyor. Tartışılan öneriler arasında bankaların zararlarını kendilerinin alma olasılığı da var. Zararlar emildikten sonra, başka bir rakip finansal kuruluşa satılarak yeniden sermayelendirileceklerdir.

Bu nedenle, daha küçük bankalara biraz esneklik sağlamaya çalışıyor. Bu esneklik, her kuruluşun Avrupa denetim organlarına sunduğu çözüm planına bağlı olacaktır. Çözüm planı, bir bankayı yeniden yüzdürmek gerekirse alınacak önlemleri açıklar.

Açıkçası, hissedarların katkılarıyla bankayı içeriden yeniden sermayelendirmek, onu bir rakibe satmaktan çok farklıdır.

Bankaların kriz karşıtı yastığı, her bir bankacılık grubunun risk ağırlıklı varlıklarının %8'i olacaktır. Bu yatağın iki kısımda yapılandırıldığına dikkat edilmelidir: birincisi, olası kayıpları karşılamak için kullanılacak ve ikincisi, bir finansal sıkıntı durumundan sonra tekrar faaliyete geçirmek için gerekli olacaktır.

Çözüm planı, önemli bir unsur

Aksine, çözüm planı bankanın doğrudan tasfiyesine yönelikse, bu önlemin mümkün olduğunu kanıtlamak gerekecektir.

Küçük işletmelerin kriz önleme tamponunun gerekliliklerine uyması için risk ağırlıklı varlıkların azaltılması gibi önlemler önerilmiştir. Diğer bir deyişle, risk ağırlıklı varlıkların miktarı ne kadar düşükse, kriz karşıtı yastığı oluşturmak için gereken kaynaklar da o kadar düşük olur. Ayrıca, çözüm planları, hızlı bir şekilde yapılabildiği sürece, işletmenin iyi bir banka ve bir kötü banka olarak ayrılmasına da izin verir.

Yeni reform, sistemik bankalar (başarısızlığı dünya ekonomik istikrarını etkileyecek olanlar) ile sistemik olmayan bankalar arasında önemli bir ayrım getiriyor. Kurumun büyüklüğüne bağlı olarak, Avrupa'dan istenecek olan kriz karşıtı yastıkla uyum sağlamak için farklı araçlar kullanabilirler.

Örneğin, sistemik olmayan bir banka, yastığına kıdemli tahviller olarak da bilinen yüksek kaliteli borcu içerebilir. Aksine, Santander gibi sistemik bir banka, tercih edilmeyen kıdemli borçlara başvurmak zorunda kalacaktır.

Kriz karşıtı yastıkla ilgili yeni gereksinimler, yalnızca farklı bankacılık kuruluşlarının yöneticilerini değil, aynı zamanda farklı Merkez Bankalarını da etkileyen bir konudur. Bu anlamda, İspanya Merkez Bankası, daha küçük bankalar için getirdiği zorluklarla ilgili endişesini birkaç kez göstermiş olan kendini göstermiştir.