Ambargo - Nedir, tanımı ve konsepti

İçindekiler:

Ambargo - Nedir, tanımı ve konsepti
Ambargo - Nedir, tanımı ve konsepti
Anonim

Garnitür, bir kişinin sahip olduğu bir varlığın, o kişi tarafından sözleşmeye bağlanan bir borcu karşılamak için bir güvenlik yöntemi olarak kullanılan yasal alıkoymasıdır.

Bu nedenle, bir sulh hakimi tarafından kararlaştırılan zamanda parayı ödemeyen veya ödemeyen bir borçlunun elinde bulunan malları satmasını veya bağışlamasını önlemek için emredilen yasal bir terimdir. Ne de olsa, sözleşmeli hesap alacaklının görüşünden memnun olana kadar yürürlükte kalan önleyici bir tedbirdir.

El koyma, belirli bir kişinin bir tür kusur veya suç işlemesi durumunda da gerçekleşebilir ve sonuç olarak, malvarlığının bir kısmı veya hatta tamamı ile ödeme yapılmasından kaynaklanan masrafları veya neden olduğu zararı karşılaması gerekir.

El konulabilecek mal, taşınır veya taşınmaz olabilir. İlk durumda - ürünler bir yerden başka bir yere kolayca taşınabildiğinde - mahkeme adına yatırılacaktır. Gayrimenkul durumunda (çiftlik veya ev gibi yerinden edilemedikleri için gayrimenkul de denir), ilgili üçüncü şahısların bilgisi için el konulan durumu kayıt altına alınır.

Ambargo, sadece iki gerçek kişi arasında ortaya çıkan (daha önce görüldüğü gibi) değil, farklı ülkeleri ve hatta bölgeleri etkileyebilen bir durumdur. Bu nedenle, bir veya daha fazla Devlet, bir veya daha fazla başka hükümetle ilgili olarak, belirli malların taşınmasını ve ticarileştirilmesini yasaklayarak bu önlemi oluşturabilir. Genel olarak, karar vermiş ülke veya ülkeler tarafından ekonomik ve sosyal stratejilerinden uzaklaşan bir veya devletlerden memnuniyetsizliklerini göstermek için alınan siyasi bir direktiftir.

Gerçek bir kişiye bağlanma örneği

30'lu yaşlarında bir kişinin yakın zamanda işyerinde terfi aldığını ve bir ev satın aldığını düşünelim. Evde bütün parası olmadığı için ipotek istemek zorunda kalmış, bu durumda taksitini bankaya titizlikle ödüyor.

Ülkesinde bir mali kriz baş gösterirken, çalıştığı şirketin, vatandaşlar ürünlerini satın almadığı için zarar görmeye başladığı ortaya çıkıyor. Sonunda şirket bu kişiyi işten çıkarır.

Bu yeni durum, ipotekli kişinin satın aldığı ev ile ilgili ipoteği ödeyecek mali güce sahip olmadığı anlamına gelmektedir. Bu nedenle, ilgili banka, ücretlerin ödenmemesi durumunda mülke el koyma yoluna gider.