Kısmi Rezerv Bankacılığı

İçindekiler:

Anonim

Kısmi rezerv bankacılığı, bankaların müşterilerinin mevduatlarının bir kısmını rezervlerde tuttukları bir bankacılık sistemidir. Bu kesir nakit oranı olarak bilinir.

Kısmi rezerv bankacılığı sisteminde, bankaların müşterilerinin mevduatlarının %100'ünü rezervlerinde tutmaları zorunlu değildir. Bu şekilde, mevduatın bir kısmını ödünç verebilirler, bu da onlara fayda sağlamalarına ve tasarruf sahiplerine ödeme yapmalarına olanak tanır. Bu sistem, mevduat sahiplerinin hiçbir zaman tüm paralarını aynı anda çekmeyecekleri varsayımına dayanmaktadır.

Kısmi rezerv bankacılığı, banka çarpanı adı verilen bir olgunun gerçekleşmesine izin verir. Banka çarpanı, bir banka mevduat aldığında ve sadece bir kısmını rezervde tutarken geri kalanını ödünç verdiğinde meydana gelen para miktarının genişlemesinin etkisidir. Banka, yatırılan parayı ödünç vererek, aynı anda iki kişinin aynı paraya sahip olmasını sağlar. Bu işlem, kredi alan kişi parasını bir bankaya yatırdığında tekrarlanır. Bu nedenle para tabanı parasal büyüklüklerle (M1, M2, M3…) örtüşmemektedir.

Kısmi rezerv bankacılığının etkileri

Kısmi rezerv, bankaların büyük miktarda mevduat çekme ile baş edemeyecekleri için sürekli iflas riski altında olduklarını ima eder. Bu kitlesel para çekme durumu meydana geldiğinde, sözde bir banka paniği meydana gelir.

Bu devam eden riski azaltmak için, kısmi rezerv sistemi genellikle son çare olarak borç verene güvenir. Bu borç veren, banka paniklerini önlemek için zor durumlarda bankalara likidite enjekte etmekten sorumludur. Çoğu durumda, son kredi mercii, merkez bankası aracılığıyla devlettir. Bir bankanın rezervlerinde tutması gereken mevduat yüzdesini belirleyen aynı merkez bankasıdır. Bu yüzde nakit oranı olarak adlandırılır ve merkez bankalarının kullanabileceği para politikası mekanizmalarından biridir.

Banka rezervi