Sosyal damping - Nedir, tanımı ve konsepti
Sosyal damping, şirketlerin azgelişmiş bir ülkede düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarından yararlanarak maliyetleri düşürmesi yoluyla yapılan haksız rekabet uygulamasıdır.
Bu uygulamaya "damping" adı verilir, çünkü bunu uygulayan şirketlerin, daha gelişmiş ülkelerdeki işçilerinin yürürlükteki çalışma koşullarından yararlanması durumunda gerçekten katlanmak zorunda kalacakları maliyetin altında satış yaptıkları düşünülür.
Sosyal damping, şirketlerin işgücü, çevre ve vergi düzenlemelerinin daha az katı olduğu ülkelere yatırım yaparak maliyetlerini düşürmeye çalıştıkları düzenleyici bir arbitrajdan oluşur. Bu sayede uluslararası şirketler, işçilik ve düzenleyici maliyetlerde büyük tasarruflar elde ediyor.
Sosyal dampingin nedenleri
Sosyal damping, ikili bir bakış açısıyla anlaşılabilir. Bir yanda gelişmiş ülkelerin işçilerine sağladığı yüksek koruma var. Asgari ücretler, iş güvenliği düzenlemeleri veya işten çıkarma tazminatı gibi önlemler, diğerlerinin yanı sıra, şirketlerin kaçınmaya veya azaltmaya çalışacakları maliyetler yaratır.
Öte yandan, çalışma mevzuatının zar zor geliştirildiği gelişmekte olan ülkeler görüyoruz. Bu ülkelerde çok daha düşük ücretler sunulabilir ve çalışma koşulları çok daha az sıkı bir şekilde düzenlenir, böylece şirketler için maliyetleri düşürür.
Bu iki durumla karşı karşıya kalan çok uluslu şirketler, maliyetlerinden tasarruf etmek için üretimlerini gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaydırmayı seçebilirler. En kötü istihdam durumundan elde edilen bu maliyet tasarrufları daha rekabetçi fiyatlara yol açtığında sosyal dampingden bahsedebiliriz.
İlk başta sosyal damping gibi görünen durumlar gerçekten olmayabilir. Bazen azalan işgücü maliyeti, işçilerinin korunmamasından değil, genel olarak ülkedeki düşük yaşam maliyetinden kaynaklanmaktadır. Örneğin Kamboçya'da tekstil işçilerinin 140 dolar maaşı öğretmen maaşına denk geliyor ve grev hakkı gibi temel haklar var. Bu nedenle, (gelişmiş ülkelerdekilerle karşılaştırıldığında) düşük bir maaş, sosyal dampingin varlığını ima etmek zorunda değildir.
Sosyal dampingin etkileri
Gelişmiş ülkeler için sosyal dampingin ana etkisi, ticari yatırımların ve dolayısıyla istihdamın ve vergi tahsilatının kaybıdır. Şirketler, maliyetten tasarruf etmek için başka ülkelerde yerleşmeyi tercih ederek, gelişmiş ülkelerdeki işçilerinden vazgeçiyor ve hükümetlerine vergi ödemeyi bırakıyor.
Azgelişmiş ülkeler için sosyal dampingin ana sonucu iş güvencesizliğidir. Hükümetler, yabancı yatırımı çekmek için işgücü koruması eksikliğini bir iddia olarak kullanırsa, ülke çalışanları kendilerini korumasız bulur ve şirketler maliyetleri azaltmak için bu koruma eksikliğinden yararlanabilir. Bu duruma genellikle işçilerin seferberliğini ve hakları için mücadeleyi engelleyen yozlaşmış veya otoriter hükümetler eşlik eder.
Ancak, şirketlerin azgelişmiş bir ülkeye kitlesel olarak gelmesinin yarattığı rekabetin, ücretlerde bir artış ve çalışma koşullarında bir iyileşme meydana getirmesi de olabilir. Aslında bu süreci yavaşlatan yukarıda saydıklarımız gibi faktörlerin olmaması işgücü piyasasındaki talep artışının mantıklı sonucudur. Bu tür sonuçlar bugün Çin'in bazı bölgelerinde, azalan işgücü maliyetinin artık yabancı yatırım taleplerinden biri olmadığı yerlerde görülmeye başlandı.