Mineral kaynaklar yerkabuğunda bulunan inorganik maddelerdir. Farklı endüstriyel süreçler için girdi olarak hizmet ettikleri için genellikle ekonomik bir amaç için çıkarılırlar.
Başka bir deyişle, mineral kaynakları, gezegenimizde, hatta toprak altında bile bulunan ve genellikle diğer varlıkların geliştirilmesinde insanlar için yararlı olan elementlerdir.
Mineral kaynaklar, yenilenemeyen bir doğal kaynak türüdür. Bu nedenle, mevduatlarının kullanım süresi sınırlıdır.
Her mineralin özelliklerinin, değerinin ve kullanımının farklı olduğu da unutulmamalıdır. Örneğin gümüş ve grafit aynı özelliklere sahip değildir. Birincisi takı yapmak için kullanılabilirken, ikincisinin esas olarak kalem uçlarını yapmak için kullanıldığı bilinmektedir.
Maden kaynaklarının türleri
Maden kaynakları ikiye ayrılabilir:
- metalik: Parlaklık, elektrik iletimi, manyetizma ve tokluk gibi belirli özelliklere sahiptirler. İkincisi, ısıya maruz kaldıktan sonra levhalara, levhalara, tellere veya iplere dönüştürülebilecekleri anlamına gelir. Bu sınıflandırma içinde aşağıdaki alt kategorileri buluruz:
- Kıymetli metaller: Doğada diğer elementlerle birleşmeden serbestçe bulunurlar. Rezervleri sınırlı olduğu için değerlidirler. Bazı örnekler altın, gümüş, platin ve paladyumdur.
- Çelik metaller: Demirin işlenmesiyle elde edilirler. Bazı örnekler demir ve manganezdir.
- Demir dışı metaller: Bileşimlerinde yüksek konsantrasyonlarda demir içermeyen metallerdir. Bazı örnekler bakır, alüminyum ve çinkodur.
- Metalik değil: Kendi parlaklıkları yoktur ve elektriği iletmezler. Ancak diğer mülklere sahip olduklarında endüstri tarafından talep edilirler. Bazı örnekler grafit, kil ve alçıdır.
Maden kaynakları ve çevre
Maden kaynaklarının sömürülmesi zaman zaman tartışmalara neden olabilir. Bu, çıkarma faaliyetinin gerçekleştirildiği alanda üretebileceği kontaminasyondan kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle madencilik şirketleri, projelerinin sürdürülebilir olmasını sağlamak için tüm kimlik bilgilerini sunmalıdır. Bu nedenle, bir çevresel etki çalışmasının yanı sıra saha çevresinde yaşayan nüfuslarla iletişim çalışması da gereklidir. Aksi takdirde sosyal çatışmalar ortaya çıkabilir.
Dikkate alınması gereken bir diğer nokta da, ülke mevzuatının toprak altı kaynaklarını Roma hukuku geleneğinde olduğu gibi Devletin malı mı saydığı yoksa Anglo-Sakson hukukunda olduğu gibi toprak sahibine mi ait olduğudur.
Maddi kaynaklar