Vergi baskısı - Nedir, tanımı ve kavramı

İçindekiler:

Vergi baskısı - Nedir, tanımı ve kavramı
Vergi baskısı - Nedir, tanımı ve kavramı
Anonim

Mali baskı veya vergi baskısı, vergi mükelleflerinin gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) kıyasla Devlete ödediği vergi kavramındaki para miktarını ifade eder.

Diğer bir ifadeyle vergi yükü, Devletin vergi ödemekle yükümlü (vergi ödemekle yükümlü) kişi, aile ve diğer kuruluşlardan gayri safi yurtiçi hasılasını referans alarak aldığı para miktarını ifade eden ekonomik bir terimdir.

Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) referans alındığında yüzde olarak ifade edilen bir büyüklüktür. Böylece, ödenen vergilerin toplamı 30 ve GSYİH 100 ise, vergi yükü %30'dur.

Ayrıca, üç ayrıntıyı tanımlamak önemlidir. Birincisi, vergilerin değil, vergilerin ödenmesini ifade etmesidir. Vergi bir tür haraçtır, ancak tek haraç türü değildir. İkinci detay ise tüm vergi mükelleflerini dahil etmemiz gerektiğidir. Aileler ve şirketler vergiden sorumludur, ancak Hazine'ye karşı yükümlülüğü olanlar sadece onlar değildir. Ve üçüncü ve son olarak, ne ödenmesi gerektiğine göre değil, ne kadar ödenmesi gerektiğine göre hesaplanır. Vergi kaçakçılığına bakın

Vergi yükü nasıl hesaplanır?

Vergi yükünü hesaplamak için kullanılan formül çok basittir. Sadece iki parça bilgiye ihtiyacımız var. Bir yanda ilgili para biriminde ifade edilen gayri safi yurtiçi hasıla, diğer yanda aynı para biriminde ifade edilen toplam vergi gelirleri. Bu nedenle, vergi baskısı formülü:

Vergi yükü = (Toplam vergi geliri / Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)) x 100

Başka bir deyişle, toplam vergi geliri ile GSYİH arasında bir bölme yapılır ve 0 ile 1 arasında bir büyüklük buluruz. 100 ile çarptığımızda, yüzde olarak ifade edilen ölçüyü elde ederiz.

Vergi yükü neye bağlıdır?

Açıkçası, vergi yükü daha fazla veya daha az büyüklükte olabilir. Bu nedenle bazı ülkeler %30, bazıları ise %60 vergi yüküne sahip olabilmektedir. Ama miktarı neye bağlı?

Vergiler artarsa ​​(vergilerin bir parçası olarak), vergi yükünün artacağını düşünmek mantıklıdır. Ancak, bilimsel literatür bu gerçeği tam olarak açıklığa kavuşturmamaktadır. Elbette her şeyin sabit kaldığı (ceteris paribus) varsayıldığında vergilerdeki artışın vergi yükünü artıracağı doğru olmakla birlikte. Örneğin, 20'den önce vergi ödendiyse ve şimdi 40'ı ödeniyorsa, GSYİH'nın korunduğunu varsayarsak, vergi yükü artar. Ve bunun tersi, daha önce 40'ı ödendiyse ve şimdi 20'si ödeniyorsa, GSYİH'nın korunduğunu varsayarsak, vergi yükü düşecektir.

Ayrıca, daha düşük vergi yükünün, mutlaka daha az veya daha düşük vergilerin ödendiğini göstermediği gerçeği de önemlidir. Bunun nedeni, bu göstergenin potansiyel ile değil, gerçek tahsilat ile hesaplanmasıdır. Yani vergiler yüksek olabilir ama vergi kaçakçılığı çoktur.

Bu bariz kesintinin dışında, toplam vergileri daha fazla veya daha az bir miktarı temsil etmeye motive edebilecek başka koşullar da vardır. Başka bir deyişle, neden bazı ülkelerde diğerlerinden daha fazla vergi ödeniyor ve sonuç olarak daha yüksek bir vergi yükü olabilir mi?

  • Vergi sisteminin yapısı
  • Politik-ekonomik rejim
  • Demografik özellikleri
  • ekonomik yapı
  • gelişim düzeyi
  • Kültürel faktörler
  • kurumların kalitesi

Vergi yükü örneği

Ardından, hayali bir ülkenin vergi yükünü hesaplamak için bir örnek geliştireceğiz. Aşağıdaki verileri varsayalım:

  • GSYİH: 110.520 milyon dolar
  • Toplam vergi geliri: 35.276 milyon dolar

Yukarıdaki veriler ışığında formülü uyguluyoruz ve şunu elde ediyoruz:

Vergi baskısı = (35,276 / 110,520) x 100 = %31,92

Bu ülkede vergi yükü %31,92. Bu, üretimin %31.92'sinin vergi ödemeye mahkûm olduğu şeklinde yorumlanabilir. Başka bir şekilde bakıldığında, bir yıl 365 gün ise, örneğin bir şirket vergi ödemek için 116 gün ayırır. Aylara çevirecek olursak, örnekte bir kişi veya şirketin 4 ayın hemen altındaki üretimini ülkenin Devletine ödemeye ayırdığını söyleyebiliriz.