Phalanstery - Nedir, tanımı ve konsepti

İçindekiler:

Phalanstery - Nedir, tanımı ve konsepti
Phalanstery - Nedir, tanımı ve konsepti
Anonim

Sosyalist ve komünist teorik alanda bu kavram, üretim ve tüketimin toplum tarafından eşitlikçi ve ütopik bir şekilde gerçekleştirildiği mükemmel bir eşitlikçi topluluk modeli olarak varlığını sürdürmektedir.

Falanstery kavramı, Fransa'dan ütopik sosyalizm alanında komünist teorinin ilk düşünürlerinden biri olan teorisyen Charles Fourier tarafından geliştirildi.

Bunlar, genellikle tarımsal kaynakların kullanımına dayalı, dışarıdan mal ve hizmet alım satımından uzaklaşarak, gönüllü olarak kendi kendine yeterli bir sistem oluşturan nüfus merkezleridir.

Falansterler genellikle falanks olarak da adlandırılır. Mezhep olarak, hem üretken hem de tüketim malları olmak üzere, dayanışma ve kaynakların tam dağılımı ile işaretlenmiş bir toplulukta binden fazla insanın birliğini varsaymak zorunda kaldılar.

Falansterinin temel özellikleri

Sosyalizmin ve Marksizmin başlangıcında tasarlanan bu kavram, bir dizi ayırt edilebilir özellikle tanımlanır:

  • Fourier'in teorisinde belirttiği gibi, maksimum üye sayısı 1600 kişiyi geçmemelidir.
  • Özel mülkiyet kavramı ortadan kalkar, topluluğa sunulan kaynakların dayanışması ve adil dağılımı mutlaktır.
  • Ağırlıklı olarak tarımsal faaliyetlerin gelişmesi ile tanımlanır. Böylece phalanstery, kaynaklarından yararlanarak kırsal bir çevrede yer alacaktır.
  • Çok basit bir şemada, işleyişi küçük bir otarşininkine benzer.
  • Bireyler topluluk içinde mesleklerine özgürce karar verebildikleri için, nüfusta farklı sosyal sınıfların yokluğunu gündeme getirdi.

Fourier'e göre, bu sosyal modelin uygulanması ve ardından genişletilmesi, daha adil bir küresel topluma ve tam bir refah düzeyine ulaşmak anlamına gelecektir.

Falanstery kavramının tarihsel deneyimi

Bu sosyalist kavramın kökeninden bu yana dünyanın farklı yerlerinde gerçek temsillere sahip olduğu doğru olsa da, uygulanması hiçbir durumda ilgili başarı düzeylerine ulaşmamıştır.

Sanayileşme, büyük şehir merkezlerine göç ve küreselleşmenin ekonomik olgusu, bu tür toplulukların genişlemesi için açık caydırıcı unsurlar anlamına geldi.

Bir anekdot olarak, geçen yüzyılın 60'larında ve hippizm gibi idealist sol hareketlerin ilerlemesiyle, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin büyük şehirlerden daha uzak bölgelerinde, falanster kavramının okunmasını yenilediler.