Sosyalizmin Kökeni - Nedir, tanımı ve kavramı

İçindekiler:

Sosyalizmin Kökeni - Nedir, tanımı ve kavramı
Sosyalizmin Kökeni - Nedir, tanımı ve kavramı
Anonim

Geleneksel olarak sosyalizm, üretim, değişim ve dağıtım araçlarında kolektif mülkiyetin yerine özel mülkiyetin konmasını gerektiren bir doktrindir; aynı şekilde, servetin eşit dağılımını ve sosyal sınıfların ortadan kaldırılmasını gerektirir.

Sosyalizmin öncülleri insanlık tarihi kadar eskidir, ancak "sosyalizm" terimi 19. yüzyılın başında ortaya çıktı. Aslında, ütopik sosyalistlerin katkılarında (Robert Owen) ve hepsinden öte, Karl Marx (1818-1883) ve Friedrich Engels'in (1820-1895) yazılarında, modern sosyalizmin en yakın öncülleridir.

Günümüzde sosyalizm, devletin toplumsal farklılıkları düzeltmek için önemli bir müdahalesi olmasına rağmen, ekonomik olarak serbest piyasayı kabul eden ideolojik konumlarla özdeşleşmiştir.

Kapitalizme İlk Eleştiriler

Ütopik ya da Marksizm-öncesi sosyalistlerle birlikte, kapitalizmin ilk radikal eleştirileri ortaya çıktı ve bunlar, esas olarak, geniş halk kitlelerinin kendilerini içinde buldukları sefaletin nedeni olarak gördükleri bir sistemin temellerine yönelikti. İlk sosyalistlerin bu çağrılarının çok farklı kökenleri ve yönelimleri vardı; Bununla birlikte, hepsinde ortak bir ana fikir vardı: bazı erkeklerin diğerlerini sömürmesini belirleyen güdüleri ortadan kaldırmak.

Robert Owen (1771-1858), kooperatif tipinde şehirlerin yaratılmasını savunan ilk İngiliz sosyalizminin en önde gelen figürüydü; Ricardocu sosyalistler, ücret sisteminin işçiyi emeğinin ürününün bir kısmından yoksun bıraktığını öne sürerek sömürü ve artı değer teorilerinin ana hatlarını çizdiler.

Aynı şekilde, Fransız sosyalizmi de 19. yüzyıl boyunca büyük bir etkiye sahipti. Henri de Saint-Simón (1760-1825), zengin ve fakir arasındaki ilişkileri düzenleyecek yeni bir sosyal etik kurmaya çalıştı. Buna paralel olarak, Charles Fourier (1772-1837), kooperatif birliklerinin oluşumu yoluyla toplumu uyum sağlayacak şekilde yeniden düzenlemeye koyuldu; ve son olarak, Joseph Proudhon (1809-1865) kendisine anarşist diyen ilk sosyal reformcuydu: emek değer teorisinin bir savunucusuydu ve kredi kıtlığını sona erdirecek bir para sistemi reformunu ortaya çıkardı.

Marx ve Engels

Hem Marx hem de Engels için sosyalizm, kapitalizm ile komünizm arasında bir ara aşamadır, tıpkı kapitalizmin feodalizmi başardığı gibi, kapitalizmin yerini alacak bir oluşum türüdür. Marksist yoruma göre, sınıf mücadelesinin ve kapitalist sistemin kendi iç çelişkilerinin ürettiği proleter devrimlerin bir sonucu olarak kapitalizm yenilecek ve sosyalizm ortaya çıkacaktır.

Ayrıca, her iki yazar için de sosyalizmin amacı, tüm toplumun ve her bir üyesinin maddi ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak, ulusal ekonominin planlı gelişimine katılmak ve sosyal hizmetin verimliliğini artırmaktır.

Bu açıdan sosyalist ekonomi, devlet aracılığıyla halka ait olan devlet mülkiyetine ve bir grup gruba, bir kolektiviteye tekabül eden şeyi tanımlayan kooperatif mülkiyetine dayanır. Yani birincisi sanayi, ulaşım, haberleşme, tarım ve ticaretle ilgili devlet teşebbüslerini; bu arada kooperatif sektörü tüketici gruplarından oluşuyor.

Kapitalizmin KökeniSosyalist üretim tarzı