Borçlanma kapasitesi - Nedir, tanımı ve konsepti

İçindekiler:

Anonim

Borç kapasitesi, bir kişinin veya şirketin ödeme sorunu yaşamadan üstlenebileceği maksimum borç miktarıdır. Genellikle gelirin bir yüzdesi olarak belirlenir.

Diğer bir deyişle, borçlanma kapasitesi hem gerçek hem de tüzel kişilere, hatta ülkelere tahsis edilebilir. Bu nedenle, bir borçlunun ekonomik durumunu riske atmadan, geri vererek elde edebildiği kredilerin 'sınır' olarak tanımlanır.

Standart olarak kabul edilen borçlanma kapasitesi, gelirin %30 ile %40'ı arasındadır. Bu, ideal olarak, borçların aylık ödemelerinin toplamının, bireyin ücretinin 1/3'ünden fazla olmaması gerektiği anlamına gelir.

Bir önceki kurala uyulursa, kullanıcının gelirinin %60 ila %70'inin temel taahhütleri yerine getirmek ve günlük ekonomik aktiviteyi normal bir şekilde yürütmek için kullanılacağı garanti edilir.

Bu ekonomik terimi tanımlamanın başka bir yolu da kredi kapasitesidir, çünkü tam olarak bir ekonomik ajanın alabileceği finansman limitini yansıtır.

Unutulmamalıdır ki, kişi borç kapasitesini ölçerek, örneğin yeni bir borcu üstlenmek için yeterli kaynağa sahip olup olmadığını belirleyebilir.

Aynı şekilde, bankalar bu kavramı bir kredi limiti verme veya reddetme konusunda bir ön adım olarak değerlendirir. Amaç, ödünç alınan miktar artı faizin tamamen geri alınmasını sağlamaktır.

Diğer bir deyişle, kredi kuruluşu, gelecekteki temerrüt riskini azaltmak için potansiyel müşterilerini inceler. Bu şekilde şirket kar elde eder.

Borç kapasitesini belirleyen faktörler

Bu kredi kapasitesi önemli değişkenlere bağlı olacaktır:

  • Kredinin anaparasını ve faizini geri ödemek amacıyla finansal ödeme gücü veya hem şimdi hem de gelecekte gelir elde etme yeteneği.
  • Borçlunun kullanabileceği cari varlıklar ve gelir.
  • Üçüncü şahıslardan alınan onaylar veya garantiler ile diğer alternatif ödeme yöntemlerinin varlığı.