Ekonomik durgunluk - Nedir, tanımı ve konsepti

İçindekiler:

Ekonomik durgunluk - Nedir, tanımı ve konsepti
Ekonomik durgunluk - Nedir, tanımı ve konsepti
Anonim

Ekonomik durgunluk, bir ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) çok düşük veya hiç büyümediği bir durumdur. Buna karşılık, ücretler neredeyse hiç artmıyor.

Ekonomik durgunluğun aksine, durgunlukta üretken aktivitede bir düşüş değil, bir artış gözlemliyoruz. Ancak, bu küçüktür, bu nedenle işgücü piyasasını etkilemez.

Ekonomik durgunluğun özellikleri

Ekonomik durgunluğun ana özellikleri şunlardır:

  • Sadece ülkeler için değil, - daha geniş anlamda - endüstriler ve şirketler için de geçerli olabilir.
  • GSYİH o kadar düşük oranlarda yükselir ki, doğum oranından bile daha düşük olabilir. Bu durumda, kişi başına düşen GSYİH azalır.
  • Bir süre devam eden münferit bir durum değil, zamanla uzar.
  • Hükümetler, örneğin tüketimi teşvik etmek için genişletici para politikası gibi durgunluktan çıkmak için önlemler uygulayabilir.
  • Ekonomik durgunluk, azalan getiriler yasasından anlaşılabilir. Bu teoriye göre, üretim faktörlerinden birini artırıp diğerlerini sabit tutarsak, nihai üretim giderek daha düşük oranlarda büyüyecek ve hatta zamanla düşebilir. Dolayısıyla, bir ülke, örneğin işgücünü aynı oranda artırırken, aynı oranda sermaye ve teknolojiyi artırmazsa, GSYİH yavaşlayacaktır.

Ekonomik durgunluğun nedenleri

Ekonomik durgunluğun en önemli nedenleri şunlardır:

  • Yatırım yapmadan tasarruf: Nüfusun tasarruf düzeyi yüksektir. Ancak, artık harcanmayan kaynaklar da yatırıma dönüştürülmez. Bu, örneğin fırsat eksikliği nedeniyle olabilir.

Yukarıda açıklanan senaryo, John Maynard Keynes'in bir öğrencisi olan Alvin Hansen tarafından seküler durgunluk teorisinde atıfta bulunulmaktadır. Bu hipoteze göre, doğum oranındaki ve teknolojik ilerlemedeki yavaşlama iş fırsatlarını azaltacaktır. Sonuç olarak, tasarruflar yatırım yapılmadan birikecek ve GSYİH büyüme oranını azaltacaktır.

  • Düşük verimlilik: Yenilikler üretilmediğinde veya yeni teknolojilerin şirketlerin verimliliği üzerinde önemli bir etkisi olmadığında ekonomik büyüme yavaşlayabilir.
  • Başkentler için elverişsiz ortam: Siyasi ve insani krizler gibi ekonomik olmayan değişkenler yatırımları caydırabilir. Bu durum genellikle sadece ihtilaflı ülkeyi değil, tüm bölgeyi etkiler.
  • Daha düşük dış talep: Net ihracat daha yavaş artarsa ​​veya düşerse, GSYİH büyüme oranı da düşer. Bu, örneğin, bir ülkenin ana ticaret ortağı bir durgunlukla karşı karşıya kalırsa olur.

Durgunluk örneği

Ekonomik durgunluğa bir örnek, bunu 1998 ve 2001 yılları arasında Peru'da bulabiliriz.

Peru ekonomisi, oynak da olsa, hatırı sayılır oranlarda büyüyordu. Reel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), yani nominal GSYİH indirgeme enflasyonu, %7,4 veya %6,5 oranında büyüdü. Ancak, 1998 ve 2001 yılları arasında (her iki yıl dahil), ekonomik büyüme çok zayıftı.

Yıl
1995

1996

1997

1998

1999
2000200120022003
GSYİH büyümesi (%)
7,4

2,8

6,5

-0,4

1,5
2,70,65,54,2

Peru ekonomisi 1998'de %0,4 küçüldü ve 1999 ve 2001'de sırasıyla %1,5 ve %0,6 ile çok zayıf büyüme oranları kaydetti. Hemen ardından, büyüme tekrar %3'ün üzerine çıktı.